Ana Sayfa Seyahat 21 Mart 2023 112 Görüntüleme

Ankyra Açık Hava Tiyatrosu: Roma’nın Ankara’ya armağanı

Ozan Demircioğlu | [email protected] – Ankara, kendine özgü dili ve samimiyeti ile anılan bir Cumhuriyet şehridir. Cumhuriyet’in önemli kurumlarına ev sahipliği yapan başkent, tarih sahnesinde rol almış birçok uygarlığın mirasını da günümüze taşımıştır. Yaklaşık 3000 yıllık bir tarihi olan Ankara, kaleden Roma Hamamı’na, Julianus Sütunu’ndan Ankyra Açık Hava Tiyatrosu’na, Anıtkabir’den Cumhuriyet mimarisinin önemli örneklerine, birçok tarihi ve kültürel yapıya ev sahipliği yapıyor. Ankara Tunç Çağı’ndan itibaren yerleşim yeri olmuş, bazen imparatorlukların tatil yeri bazen de tıpkı bugün olduğu gibi yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Şehir bugünkü yapısını farklı uygarlıklara ve değişen yönetimlere borçludur.

class=”medyanet-inline-adv”>

Galatların önemi

Şehrin “Ankyra” adını Galatlardan (Galyalılar) aldığı biliniyor. “Yol kesen” anlamındaki bu ismin, şehre Anadolu’nun göbeğinde olması nedeniyle verildiği düşünülüyor. Tarih içinde pek çok topluluğa göre adı az anılan Kelt kökenli bir halk olan Galatların, Ankara için önemi çok büyüktür. Şehrin simgesi haline gelen Ankara Kalesi de o dönemlerde yapılmıştır. Şehir, Galatların ardından Romalıların hâkimiyetine girmiştir. Romalı Komutan Vulso, Ankara’yı Galatlardan almış ve bugün kentin önemli simgeleri olan yapıları Ankara’ya kazandırmıştır. Kentte hâlâ varlığını sürdüren Roma yapılarından en önemlisi, restorasyon çalışmalarında sona gelinen Ankyra Roma Açık Hava Tiyatrosu’dur.

Ankyra Açık Hava Tiyatrosu: Roma’nın Ankara’ya armağanı

2000 yıllık

class=”medyanet-inline-adv”>

Roma’nın Ankara’ya en önemli armağanı olarak görülebilecek Ankyra Açık Hava Tiyatrosu, Altındağ ilçesinin Ulus semtinde, Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alıyor. Tiyatro yaklaşık 2000 yıl öncesine tarihlendirilirken, Roma Hamamı’ndaki bir yazıtta da tiyatrodan bahsedildiği bilgisine ulaşılmıştır. Tiyatronun yeri, 19. yüzyılın ilk yarısında İngiliz gezgin W. J. Hamilton tarafından belirlenmiştir. Sonrasında G. Perrot ve E. Guillaume de etrafta bulunan taş bloklar nedeniyle burada bir tiyatro olabileceğine işaret etmiştir. 1982 yılından 1986 yılına kadar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinin bilimsel katkısı ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları ile gerçekleştirilen kazılarla yapı gün yüzüne çıkarılmıştır. 17 dönümlük bir arazi üzerine inşa edilmiş olan yapının “cavea”sı (oturma yeri) tepede yamaca inşa edilmiştir. Klasik Roma tiyatro geleneğinden bu özelliği ile ayrılır. Prof. Dr. Musa Kadıoğlu hocamız, yapının ortaya çıkışını şöyle dile getirmektedir: “1982 yılından itibaren her yıl aşağı yukarı üç ay süren dört dönem sonucunda tiyatronun dış mekânı, orkestraya geçişi sağlayan tonozlu iki bölümü ile doğu ‘parodos’un (sahneye girişi sağlayan dar geçit) tümü, orkestra (oyun yeri), ‘cavea’nın ikinci ‘diazoma’ya (oturma kesimini yatay olarak ayıran yollar) kadar olan büyük bir bölümü, batı parodosun yola kadar olan kısmı, proskenenin (ön sahne) tümü, skene (sahne) yapısının yol altında kalan dış kuzey duvarı yüzü dışında tamamı temizlenerek açılmış, büyük mimari blok objeleri orkestradan çıkartılarak öğretmenler evi arkasına istiflenmiş ve böylece tiyatronun durumu anlaşılabilir hale gelmiştir.”

class=”medyanet-inline-adv”>

Kadıoğlu, tiyatrodaki yapılaşma faaliyetlerinin olasılıkla M.S. 5-6. yüzyıla kadar devam ettiğini belirterek, yapının tiyatro işlevini yitirse de M.S. 6. yüzyıla kadar kullanılmış olduğunu değerlendirir.

Restorasyon faaliyeti

1986 yılından 2009 yılına kadar aralıklı zamanlarla temizlik çalışması dışında herhangi bir işlem yapılmamıştır. 2009 yılından 2020 yılına kadar yapıda çeşitli çalışmalar yürütülmüş, bu çalışmalar zaman zaman farklı nedenlerle durdurulmuştur. Yapıda 2020 yılında restorasyon sürecine başlanmıştır. Bu kapsamda cavea, proskene ve orkestra bölümlerinin aslına uygun olarak restore edilmesi için çalışmalar yürütülmüştür. Yaklaşık 5000 kişilik oturma kapasitesine sahip olan tiyatronun bir kısmı yolun altında kaldığı için restorasyon süreci yapının 1500 kişilik bölümünde devam ediyor. Süreci, Kültür ve Turizm Bakanlığı denetimi ve kontrolünde, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Dairesi Başkanlığı ile Müze A.Ş. yürütüyor. Müze A.Ş. Proje Müdürü Sanem Yalım tarafından aktarılan bilgiye göre restorasyon süreci Venedik Tüzüğü esas alarak gerçekleştiriliyor. Restorasyonun bu yıl Cumhuriyet’in 100. yılında tamamlanarak, tiyatronun açılışının 29 Ekim 2023’te yapılması planlanmaktadır. Roma Tiyatrosu’nun bulunduğu alan ve çevresi bir arkeopark olarak kurgulanıyor. Bu süreç ulusal ve uluslararası alanda kültürel etkileşimin sağlanmasını da beraberinde getirecektir. Tiyatro ve çevresindeki çalışmalar esnasında ortaya çıkan tarihi eserler de Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Kentte tiyatronun yanı sıra dünyanın en büyük hamamlarından biri olan Roma Hamamı ile Roma Yolu, Julianus Sütunu, Ankara Kalesi gibi yapıların bulunması Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Roma Belediyesi arasında bir “kardeş şehir“ anlaşması yapılmasını da gündeme getirmiştir. Henüz bu anlamda resmi açıklama olmasa da Eski İtalyan Büyükelçisi Carlo Marsili, bu konuyu yıllar önceden dile getirmiştir. Ankara, kültürel alanda zenginleşmeye açık olsa da maalesef halen tam anlamıyla verimli bir süreç yaratılamamıştır. Umuyorum ki Antik Tiyatro gibi tarihi ve kültürel yapıların korunması ve restorasyon faaliyetleri ile başkentin bu özelliği de ön plana çıkacaktır.

 

ALINTI KAYNAK: https://www.milliyet.com.tr/tatil/arkeoloji/ankyra-acik-hava-tiyatrosu-romanin-ankaraya-armagani-6919813

Yorumlar

deneme bonusu veren siteler escort konya escort konya ümraniye escort ataşehir escort kadky escort anadolu yakası escort bursa escort bursa escort maltepe escort ataşehir escort pendik escort kartal escort ataehir escort kurtköy escort şişli escort istanbul escort bakırköy escort mecidiyeky escort işli escort